Home » Turquie

Category Archives: Turquie

REGIO EMILIA YAKLAŞIMI(POLONYA)

REGGIO EMILIA YAKLAŞIMI

  • Reggio Emilia yaklaşımı, okul öncesi ve ilköğretime odaklı bir eğitim felsefesidir. İlişki odaklı ortamlarda öz-yönelimli, deneyimsel öğrenmeyi kullanan öğrenci merkezli ve yapılandırmacı olarak tanımlanan bir pedagojidir.

 

  • Reggio Emilia felsefesi, çocuklar için öğretme, öğrenme ve savunuculuk için bir yaklaşımdır. … Öğretmenler bu gözlemleri, çocukların akademik ve sosyal potansiyellerini genişletmelerine yardımcı olmak için gelişimsel olarak uygun yollara odaklanmak için kaydeder. Uzun vadeli projeler, sınıf içi ve dışı temel akademik alanları birbirine bağlar.

 

  • Reggio Emilia Yaklaşımı, çocuğu güçlü, yetenekli ve dirençli olarak değerlendiren erken çocukluk eğitimine yenilikçi ve ilham verici bir yaklaşımdır; merak ve bilgi ile zengin. Her çocuk onlara derin bir merak ve potansiyel getiriyor ve bu doğuştan gelen merak, dünyalarını ve içindeki yerini anlamak için onların ilgisini çekiyor.

 

  • Loris Malaguzzi Görme öğretmeni ve insani yardımcısı Loris Malaguzzi tarafından kurulan Reggio Emilia yaklaşımı, II. Dünya Savaşı’nın yıkılmasından sonra İtalya’nın Reggio Emilia bölgesinden doğan erken çocukluk eğitimi felsefesini ifade eder.

 

  • Reggio Emilia Yaklaşımı, İtalya’daki Reggio Emilia kasabasında, ilerici ve işbirliğine dayalı erken çocukluk eğitimine doğru bir hareketin başlangıcından kaynaklanmıştır.

 

  • Reggio Emilia’ya özgüdür. Bu bir yöntem değil. Reggio Emilia öğretmeni olmak için eğitilecek uluslararası eğitim koleji bulunmamaktadır. Reggio Emilia kasabasının dışında, tüm okullar ve okul öncesi okulları (ve ev okulları), toplumlarının ihtiyaçlarına özel bir yaklaşım benimseyerek Reggio’dan ilham alır.

 

  • Bu, her öğrenci, öğretmen, ebeveyn, topluluk ve kasaba farklı olduğu için önemlidir. Her iki toplumdaki çocukların ihtiyaçları ve çıkarları farklı olacağından, iki Reggio’dan ilham alan topluluk aynı görünmemelidir.

 

  • Tipik olarak Reggio Yaklaşımı anaokullarına ve erken çocukluk ortamlarına uygulanır fakat genel prensipleri anlayarak bu ilham verici çocuk liderliğindeki yaklaşımın da evlere uyarlanabileceğini düşünüyorum

 

  • Temel prensibi: Çocuklar kendi öğrenmelerini yapabilirler

 

  • Daha fazla anlamak ve anlamak için ilgi alanlarına göre yönlendirilirler.

 

  • Çocuklar, kendileri ve dünyadaki yerlerini başkalarıyla etkileşimleri aracılığıyla anlarlar.

 

  • Toplumsal işbirliğine, her çocuğun eşit katılımcılığa sahip olduğu, düşünceleri ve sorularının değerli olduğu gruplar halinde çalışan güçlü bir odak noktası vardır. Yetişkin bilgi veren değil. Çocuklar kendi araştırmalarıyla bilgiyi araştırırlar.

 

  • Çocuklar iletişimcilerdir.

 

 

  • İletişim bir süreçtir, bir şeyleri keşfetme, soru sorma, dili oyun olarak kullanma yoludur. Sesler ve ritim ve kafiye ile oynamak; iletişim sürecinde zevk.

 

  • Çocukların deneyimlerini yansıtmak, araştırmak ve araştırmak için dil kullanmaya teşvik edilir. Saygılarımla, dinledikleri soru ve gözlemlerin birlikte öğrenme ve aramaya yönelik bir fırsat olduğuna inanarak dinlenirler. Bu bir süreçtir; sürekli bir süreç. İşbirlikçi bir süreç. Bir soru sormaktan ve cevapları sunan yetişkinden ziyade, arama birlikte yapılır.

 

  • Çevre üçüncü öğretmendir.

 

  • Çevre, çocuklara ilham verme potansiyeli ile tanınır. Doğal ışık, düzen ve güzellik ile dolu bir ortam. Her materyalin amacı için düşünüldüğü dağınıklıktan arındırılmış açık alanlar, çocukları her zaman kendi çıkarlarına daha derin ve daha derinden gitmeye teşvik etmek için evrim geçiriyor.

 

  • Alan, işbirliğini, iletişimi ve keşfi teşvik eder. Bu alan, çocuklara otantik materyaller ve araçlar sağlayarak yeteneklerine saygılıdır. Alan çocuklar ve yetişkinler tarafından bakılmaktadır.

 

  • Yetişkin bir rehber ve rehberdir.

 

  • Yetişkinler olarak bizim rolümüz çocuklarımızı gözlemlemek, sorularını ve hikayelerini dinlemek, onları ilgilendiren şeyleri bulmak ve daha sonra bu ilgi alanlarını daha ileriye götürmek için fırsatlar sağlamaktır.

 

  • Reggio Emilia Yaklaşımı, çocuk odaklı bir proje yaklaşımını benimsiyor. Projeler gelişmiş olarak planlanmamıştır, çocuğun ilgi alanlarına göre ortaya çıkarlar.

 

  • Çocuk düşüncelerini belgelemeye bir vurgu

 

  • Reggio ve Reggio’dan ilham alan ortamlarda, çocukların düşüncelerini ve düşünce ilerlemesini dikkatlice sergilemeye ve belgelemeye önem verdiğinin farkına varacaksınız; düşüncelerini pek çok farklı şekilde görünür kılmak: çocukların öğrenme sürecini göstermek için tasarlanmış fotoğraflar, çocukların düşünceleri ve açıklamaları, görsel temsiller (çizimler, heykeller vb.

 

  • Çocukların yüz dilleri

 

  • Muhtemelen Reggio Emilia Yaklaşımının en bilinen yönü. Çocukların anlayışlarını göstermek ve düşüncelerini ve yaratıcılıklarını ifade etmek için birçok farklı yol kullandıkları inancı.

 

  • Öğrenmenin keşfedilmesinin yüzlerce farklı yolu vardır. Resim ve heykel yoluyla, resim ve oyun yoluyla, modelleme ve müzikle çizim yaparak ve heykel yaparak ve bu yüz dillerin her birinin değerli ve beslenmiş olması gerekir.

 

  • Bu diller veya öğrenme yolları, çocuğun bir parçasıdır. Öğrenme ve oyun ayrılmamıştır.
  • Reggio Emilia Yaklaşımı, çocuğun tüm duyularını ve dillerini öğrenmek için kullanmasına olanak tanıyan uygulamalı keşif öğrenimini vurgular.

FARKLILAŞTIRILMIŞ EĞİTİM MODELİ (LİTVANYA)

Farklılaştırılmış Eğitim Nedir?

Aynı yaştaki çocuklar, beden, hobiler, kişilik ya da yemek tercihleri ​​açısından benzer olduklarından daha fazla öğrenmeye gelince hepsi aynı değildir. Çocukların ortak birçok yönü vardır, çünkü onlar insanlardır ve hepsi genç insanlardır, fakat aynı zamanda önemli farklılıklar da vardır. Paylaştığımız şey bizi insan yapar, ama biz nasıl farklılaşırız bizi birey yapar. Çok az farklılaştırılmış ya da hiç öğretilmemiş bir sınıfta, sadece öğrenci benzerlikleri merkez sahneye çıkıyor gibi görünüyor. Farklılaşmış bir sınıfta, ortaklıklar kabul edilir ve üzerine inşa edilir ve öğrenci farklılıkları da öğretme ve öğrenmede önemli öğeler haline gelir.

 

En temel düzeyde, farklılaştırıcı öğretim, sınıfta neler olup bittiğini “sallayarak” anlamına gelir, böylece öğrencilerin bilgi edinme, fikirleri anlama ve öğrendiklerini ifade etme gibi birçok seçeneği vardır. Başka bir deyişle, farklı bir sınıf, içerik edinmek, fikirleri işlemek veya anlamlandırmak ve her öğrencinin etkili bir şekilde öğrenebilmesi için ürünler geliştirmek için farklı yollar sağlar.

 

Birçok sınıfta, öğretme ve öğrenmeye yaklaşım farklılaştırıldığından daha fazladır. Örneğin, 1. sınıf öğrencileri bir hikayeyi dinleyebilir ve daha sonra hikayenin başlangıcı, ortası ve sonu hakkında resim çizebilir. Elemanların farklı yönlerini çizmeyi tercih etmelerine rağmen, hepsi aynı içeriğe sahip olurlar ve hepsi aynı anlamda mantıklı veya işlemsel aktiviteye katılırlar. Bir anaokulu sınıfının tüm öğrencilerin bir hafta içinde aynı aktiviteleri tamamlamak için ziyaret ettiği dört merkez olabilir. Beşinci sınıf öğrencileri, kesirler hakkında aynı açıklamaları dinleyebilir ve aynı ödevleri tamamlayabilirler. Ortaokul veya lise öğrencileri, bilim veya tarihteki bir konuyu anlamalarına yardımcı olmak için bir konferans ve video aracılığıyla oturabilirler. Hepsi aynı bölümü okuyacak, aynı laboratuarı veya bölüm sonu sorularını tamamlayacaklar, ve aynı testi yapın – hepsi aynı zaman çizelgesinde. Bu sınıflar tanıdık, tipik ve büyük ölçüde farklılaşmamışlardır.

 

Çoğu öğretmen (öğrenciler ve velilerin yanı sıra) bu sınıfların açık zihinsel imgelerine sahiptir. Yıllar boyunca farklılaştırılmamış eğitimden geçtikten sonra, farklı bir sınıfın neye benzeyeceğini ve nasıl hissettiğini hayal etmek çoğu zaman zordur. Eğitimcilerin merak ettikleri gibi, öğrencilerimizin farklı ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilmek için “tek boyutlu eğitimden” farklılaştırılmış eğitime geçiş yapabilir miyiz? Bu soruyu cevaplamak için öncelikle bazı yanlış algıları ortadan kaldırmamız gerekiyor.

 

Farklılaştırılmış Eğitim Nedir

Farklılaştırılmış talimat proaktif .

Farklılaştırılmış bir sınıfta, öğretmen farklı öğrencilerin farklı ihtiyaçlara sahip olduğunu varsaymakta ve proaktif bir şekilde “ele almak” ve öğrenmeyi ifade etmek için çeşitli yollar sunan dersler planlamaktadır. Öğretmenin, bazı öğrenciler için eğitime ince ayar yapılması gerekebilir, ancak öğretmen sınıftaki çeşitli öğrenci ihtiyaçlarını bildiği için ve buna göre öğrenme seçeneklerini seçtiği için, bu deneyimlerin çoğu öğrenci için uygun bir uyum sağlayacağı olasılıkları daha yüksektir. Etkili farklılaşma, tipik olarak, sınıftaki tüm öğrenenlerin ilgisini çekmek ve bunlara meydan okumak için yeterince sağlam olacak şekilde tasarlanmıştır. Tek-boyutta bir yaklaşımda, öğretmenin, amaçlanan bazı öğrenciler için bir dersin çalışmadığı belli olduğunda, reaktif ayarlamalar yapmalıdır.

 

Örneğin, tüm sınıf seviyelerindeki birçok öğrenci okuma ile mücadele eder. Bu öğrencilerin, yetkin okurların becerilerini geliştirmek için düzenli, yerleşik, yapılandırılmış ve desteklenmiş fırsatları olan bir müfredata ihtiyaçları vardır. Kısa vadede düşünceli ve yardımcı olabilse de, bir öğretmenin bir ödev için hem sözlü hem de yazılı yönergeler sağlaması için, öğrencilerin güven ile neleri okuyamayacaklarını duyabilmeleri için temel okuma problemlerinin azalması olası değildir. Öğretmen, belirli içerik alanında başarı için gerekli olan belirli okuma becerilerini edinmelerine yardımcı olacak proaktif planlar yapmadıkça.

 

Farklılaştırılmış öğretim nicelden daha nitelidir .

Birçok öğretmen yanlış bir şekilde farklılaştırılmış öğretimin bazı öğrencilerin daha fazla çalışma yapmasını ve diğerlerinin daha azını vermesi anlamına geldiğini varsayar. Örneğin, bir öğretmen ileri düzey okuyucular için iki kitap raporu ve okuyucularla mücadele için sadece bir tane olabilir. Ya da bir matematik öğrencisi sadece hesaplama problemlerini tamamlamak zorunda kalabilirken, ileri matematik öğrencileri hesaplama problemlerini ve birkaç kelime problemini tamamlarlar.

 

Bu farklılaşma yaklaşımları makul görünse de, genellikle etkisizdir. Bir kitap raporu, okuma sürecinin yanı sıra metni yorumlamada ek bir eşzamanlı destek olmadan zorlu bir öğrenen için çok talepte bulunabilir. Ya da kitapta neler yaşandığını tam olarak bilen bir öğrenci, üç sayfalık bir rapor yazarak bunalmış olabilir. Bir kitap raporunun ileri düzey okuyucular için “çok kolay” yazılması, aynı şeyin “iki katına” çıkmanın sadece bu soruna çözüm getirmesi değil, aynı zamanda ceza gibi görünmesidir. Bir matematik becerinin ustalığını kanıtlamış olan bir öğrenci, bu beceriyi ve bir sonraki beceri ile çalışmaya başlaması gerekenleri uygulamayı bırakmaya hazırdır.

 

Farklılaştırılmış öğretim değerlendirmede köklenir .

Öğretme ve öğrenme yaklaşımlarının öğrenciler için iyi bir eşleşme olması gerektiğini bilen öğretmenler, öğrencilerini daha iyi tanımak için her fırsatı ararlar. Bireyler, sınıf içi tartışmalar, öğrenci çalışmaları, gözlem ve resmi değerlendirmeyle, her bir öğrenci için neyin işe yaradığına dair kavrayış elde etmenin yolları olarak görüşmeler görürler. Öğrentikleri şey, her öğrencinin potansiyelini ve yeteneklerini en iyi şekilde kullanmalarına yardımcı olacak şekilde bir yapım çalışması için bir katalizör haline gelir.

 

Farklılaştırılmış bir sınıfta, değerlendirme, ağırlıklı olarak, birimin sonunda “kimin aldığını” belirlemek için gerçekleşen bir şey değildir. Teşhis ön değerlendirmesi rutin olarak ünitenin hedefleri ile ilgili olarak bireylerin özel ihtiyaçlarına ve ilgilerine ışık tutmak için bir birim olarak başlar. Ünite boyunca, sistematik olarak ve çeşitli şekillerde, öğretmen öğrencilerin öğrenmeye hazır olma seviyelerini, ilgi alanlarını ve öğrenme yaklaşımlarını değerlendirir ve daha sonra öğrencilerin ihtiyaçlarının en iyi anlaşılmasına dayanarak öğrenme deneyimleri tasarlar. Nihai ürünler veya “nihai” ya da özetleyici değerlendirmenin diğer yolları, her öğrencinin birimin dersi boyunca öğrendiklerini en başarılı şekilde paylaşması için bir yol bulma amacı ile birçok form alır.

 

Farklılaştırılmış öğretim İçerik, süreç ve ürüne çoklu yaklaşımlar uygular .

Tüm sınıflarda, öğretmenler en az üç müfredat unsuruyla ilgilenir: (1) içerik – giriş, öğrencilerin ne öğrendiği; (2) süreç – öğrencilerin fikir ve bilgi edinme hakkında gittikleri; ve (3) ürün — çıkış veya öğrencilerin öğrendiklerini gösterdikleri. Bu unsurlar, Bölüm 12, 13 ve 14’te derinlemesine ele alınmıştır.

 

Bu üç unsuru farklılaştırarak, öğretmenler öğrencilerin öğrendiklerini, nasıl öğrendiklerini ve öğrendiklerini nasıl gösterdiklerini farklı yaklaşımlar sunar. Ne farklı yaklaşımlar ortak noktası ise kurulan öğrenme hedefleri olan tüm öğrencilerin büyümeyi teşvik etmek ve ilerleme hızında katılmak ve diğer bir bütün ve tek tek öğrenciler olarak sınıfın hem öğrenilmesini ilerlemek için gerekli destekler için hazırlanmış olmasıdır.

 

Farklılaştırılmış öğretim öğrenci merkezlidir .

Farklılaştırılmış sınıflar, öğrenme deneyimlerinin öğrencilerin ilgisini çeken, ilgilendikleri ve ilgi duydukları zaman en etkili oldukları önermesiyle hareket ederler. Bu önermenin bir sonucu olarak, tüm öğrenciler her zaman aynı ilgi çekici, ilgi çekici ve ilgi çekici olanları öğrenme yollarını bulamayacaklardır. Ayrıca, farklılaştırılmış öğretim sonradan bilgi, beceri ve anlayışlar önceki bilgi, beceri ve üzerine inşa edilmesi gerektiğini kabul ediyor anlayışlarla-ve tüm öğrencilerin belli bir soruşturmanın başlangıcında aynı öğrenme temellerini sahip olduğunu. Akademik olarak farklı sınıflarda eğitimi farklılaştıran öğretmenler, tüm öğrenciler için uygun şekilde zorlu öğrenme deneyimleri sağlamaya çalışırlar. Bu öğretmenler, bazen bazı öğrencilere meydan okumayan bir görevin, diğerlerine karşı sinir bozucu bir şekilde karmaşık olduğunu fark eder.

 

Ayrıca, farklılaşan öğretmenler, öğrencilerin öğreniciler olarak ajans geliştirmelerine yardımcı olma ihtiyacını anlıyor. Bazen büyük sınıflarda, bir öğretmenin, öğrencilere kendi kendilerine düşünmek için rehberlik etmekten ziyade, öğrenmede önemli bir sorumluluk kabul etmelerini ve yaptıkları işte gurur duymalarını sağlamaktan çok, öğrencilere anlatmaları daha kolay olur. Farklılaşmış bir sınıfta, öğrencilerin büyümelerine fayda sağlayacak kararları alma ve değerlendirme konusunda aktif olmaları gerekir. Öğrencilerin akıllı çalışmalarını öğretmek ve sınıf başarısı için sorumluluklarını paylaşmak, öğretmenlerin günün çeşitli bölümleri veya bireyler ile çalışabilmelerini sağlar, çünkü öğrenciler kendilerini yönlendirir. Ayrıca öğrencileri şimdi ve gelecekte yaşam için daha iyi hazırlar.

 

Farklılaştırılmış öğretim, tüm sınıf, grup ve bireysel eğitimin bir karışımıdır .

Tüm sınıflarda, etkili ve verimli bir seçim olduğunda tüm sınıflarda zaman vardır. Örneğin, ortak anlayışlar oluşturmak için yararlıdır ve bir topluluk duygusu yaratabilecek paylaşılan tartışma ve gözden geçirme fırsatı sunar. Şekil 1.1’de görüldüğü gibi, farklı bir sınıftaki öğretim modeli, dalgalı bir çizginin ayna görüntüleri ile temsil edilebilir; öğrenciler, bir çalışmaya başlamak için tüm grup olarak bir araya gelirler, küçük gruplarda veya bireysel olarak öğrenmeye devam etmek için hareket ederler. Daha fazla çalışma için tekrar taşınıyor ve ek araştırma için plan yapıyor, tekrar paylaşmak için tekrar bir araya geliyoruz.

 

 

 

Şekil 1.1. Farklılaştırılmış Sınıfta Öğretim Akışı

 

Farklılaştırılmış öğretim “organik” ve dinamik .

Farklılaşmış bir sınıfta, öğretim evrimseldir. Öğrenciler ve öğretmenler birlikte öğrenenlerdir. Öğretmenler konuyla ilgili daha fazla bilgi sahibi olabilirken, sürekli olarak öğrencilerin nasıl öğrendiklerini öğreniyorlar. Öğrencilerle devam eden işbirliği, öğrencilerin öğrenme fırsatlarını iyileştirmek için gereklidir. Öğretmenler, öğrenen ve öğrenen arasındaki eşleşmeyi izler ve garantili olarak ayarlama yapar. Öğretmenler bazen öğrenci / öğrenim maçının idealden daha az olduğunun bilincindeyken, sürekli olarak ayarlamalar yapabileceklerini anlıyorlar. Bu, farklılaştırılmış öğretimin, bir ödevin tüm öğrencilere iyi hizmet verdiğinin altını çizen, öğretme tarzından daha etkili öğrenci / öğrenim eşleşmelerine yol açmasının önemli bir sebebidir.

 

Dahası, farklı bir sınıftaki öğretmenler kendilerini “öğretimi zaten farklılaştıran” biri olarak görmezler. Daha ziyade, her saat öğretimin ve sınıfta her gün sınıfın öğrenenler için daha iyi bir ortam yaratması için bir yol daha ortaya çıkarabileceğinin farkındadırlar. Bu tür öğretmenler farklılaşmayı “bir strateji” olarak ya da bir zamanlar ya da fazladan zaman olduğunda yapacak bir şey olarak görmüyorlar. Aksine, sınıfta bir yaşam şeklidir. Farklılaşma için bir reçete aramaz veya takip etmezler; bunun yerine, her bir öğrenciye ulaşmak için ne gerekiyorsa onu yapmak için kendi mesleki içgüdülerine ve bilgi tabanına sahip bir dizi kaynaktan farklılaşmayı öğrenebilecekleri şeyleri birleştirirler

AVANTAJLARI

  1.  Çocuğun ihtiyaçlarına cevap verdiği için öğrencinin gelişimindeki ilerleme daha hızlı olmakta,
  2. Bireyselleştirilmiş eğitim ile çocuğa özel program hazırlandı,
  3. Hazırlanan programda eksikler süreç içinde hızlı olarak gözlemlenip hemen müdahale edildi,
  4. Çocuktaki gelişimle ilgili daha özel gözlemler yapılacağı için aile daha doğru bir şekilde bilgilendirilip yönlendirildi.
  5. Tüm öğrenciler programda alınmış olan hedeflere ulaşmış oldu.
  6. Çocuğa özel bir program uygulandığı için çocuğun gelişimi özel olarak değerlendirilir.
  7. Bir sonraki basamağın planlabilmesi için öğretmene yardımcı oldu.

ETİK DEĞERLERİN KAZANDIRILMASI VE UYGULAMASI

Projenin amacı çocuklara günümüzde vermekte zorlandığımız değerler eğitimini farklı yöntem ve tekniklerle kalıcı bir hale getirmek, somutlaştırarak çocukların kişilik gelişimine katkıda bulunmaktır. Özellikle erken çocukluk döneminde bu değerler soyut kaldığı için çocuklara somutlaştırılarak öğretilmesi, yaparak yaşayarak deneyimlemesi için fırsatlar sunulmalıdır. okulumuzda bu değerlerin öğretimiyle ilgili bir çok çalışma yapılmış ve gerekse velilerden gerekse çocukların davranışlarından olumlu geri bildirimler alınmıştır.

ÖZDİSİPLİN

Çocuklarda öz disiplinin sağlanması çocuğun kendisi ve diğer insanlar hakkında iyi duygular beslemesi, doğru ve yanlışı anlama ve ayırt etme ve problem durumlarını çözme becerisinin gelişmesi ile olacağını düşünüyorum. Çocukların bu alanda gelişimlerini sağlamak için bazı stratejiler belirlerim; bazen problem davranışı önceden görüp önleyici tutumlar sergiler, pozitif disiplin sağlamayı tercih ederim. Böylece çocuklar bir yetişkin desteği olmadan  pozitif ve yapıcı bir yaklaşımla kendilerini disipline etmeyi de öğretmektedirler.  Bunu nasıl sağlarız; öncelikle biz model olmalıyız, çocuğa sevgimizi ifade edip koşulsuz severek, tutarlı olarak, davranışları öğretirken çocuğa somut örnekler ile model olarak ya da oyunlar kurarak, problem durumlarında çocuğun problemin kaynağını ve nedenini bulmasına yardımcı olarak ve çözüm için kendisinin yöntemler geliştirmesine fırsat vererek, olumlu davranışlarını abartmadan pekiştirerek, sınırları ve kuralları net ve anlamlı bir şekilde koyarak, fazla müdahele etmeden pasif kontrol yöntemi ile kendini ortaya koymasına fırsat vererek ve en önemlisi sabırlı davranarak sağlayabileceğimizi düşünüyorum.

Sınıfta öz disiplini verirken öğretmen tutumlarının yanı sıra çeşitli drama oyunları, hikayeler, şarkılar ile de çocuklara kazandırmaya çalışmaktayım. Ayrıca  otokontrollerini sağlamak amacıyla zaman zaman liderlik zaman zaman da lideri izlemeleri gereken sorumluluklar vermekteyim. Çocuğun önüne sınırsız  tüketebileceği şeyler konulduğunda ihtiyacı kadarını kullanmasını sağlayıcı etkinlikler düzenleyebiliriz.

 

CİNSİYET EŞİTLİĞİ

Toplumsal cinsiyet ekonomik,siyasal,kültürel alanlarda toplumasal ilişkilerin düzenlenmesinde belirleyici bir faktördür. Bu eşitsizlik genelde tüm dünyada özelde ise ekonomik,siyasal ve kültürel anlamda kendini tam olarak geliştirmemiş toplumlarda daha fazla görülebilmektedir. Toplumsal cinsiyet denildiğinde akla ilk gelen kadınlardır ve bu kadınların bir sorunuymuş gibi algılanmaktadır. Ancak esasında bu toplumsal bir sorundur. Toplumda yaşadığımız bütün eşitsizliklerin temelinde cinsiyet eşitsizliği yatmaktadır. Eğer geleceğin toplumunu kurmak istiyorsak bugünün çocuklarını bu eşitlik temelinde yetiştirmemiz gerekiyor. Çünkü bu eşitsizliğin sonuçlarını ülkemzide çok acı bir şekilde yaşamaktayız ( namus cinayetleri bunların en belirgin örneğini oluşturmaktadır ). Peki bu acı tabloyu nasıl değiştirebiliriz. Öncelikle ve özellikle biz eğitimcilerin bu konuyu içselleştirmesi gerekiyor.       Ben bir kadınım yemek, temizlik yapmak, çocuk bakmak benim işim ya da Ben bir erkeğim işe gitmek para kazanmak aile reisçiliği oynamak benim işim gibi vb bir sürü kalıptan gerçek anlamda kurtulmak ve toplumda sedece birey olmayı benimseyip buna göre bir yaşam çerçevesi çizerek ve bir şekilde eğitim politikamızıda bu çerçeveye göre şekillendirirsek bunun çocuklar üzerindeki etkisini zamanla göreceğimize inanıyorum. Eğer bu kalıplardan ve bize dayatılan bu rollerden gerçek anlamda arınırsak bu bizim sınıf içinde dilimize ve çocuklarla kuracağımız iletişime yapacağımız etkinliklerde yansıyacaktır. Unutmayın ki.  ” BİR KIVILCIM BÜTÜN BOZKIRI TUTUŞTURUR”

 

 

 

SORUMLULUK

Okuloncesi okula hazirlik doneminde sorumluluk degerini ogretmemizin onemli oldugunu dusunuyorum cunku ilkokulda ve yasamda cocuklarin yasantisini onemli olcude etkileyen bir degerdir sorumluluk.eger sorumlu cocuklar yetisirebilirsek,bu cocuklar dersine,kitabina,esyasina,okulundaki her turlu davranisina sahip cikip ilerideki saglan temeller atmis olacaklar.sorumluluk degerini kazandirmak icin sabilri olmali ve cocuklara zaman tanimaliyiz.oyunlarla eglenceli hale getirmeli hikayelerle canlandirmalar yaptirmali,ortak olan alanlar ile ilgili kararlara dahil etmeliyiz.once okuldaki cekmecesine getirip goturdugu cantasina sahip cikmayi ogretip  en basit haliyle baslamaliyiz.simdi kendine karsi sorumluluklarini yerine getirebilmeyi ogrenen bireyler sonra hepimizin gelecegi olacaklar.

 

ZORLUKLAR İLE MÜCADELE

Hayat zıtlıkların bir arada yaşandığı tiyatro sahnesi gibidir. Bu sahnede oyun kimi zaman kolaylık, genişlik ve sevinç içinde, kimi zaman da zorluk, hüzün ve darlık içinde oynanır. Oyuncular hep kolay olanı oynamak ister ama hayat sahnesi buna müsaade etmez. Çünkü bu oyunun ayrılmaz bir parçası da zorluklardır.

Hayat oyununun, zorlu sahnelerini kolay oynayabilmek için zorluklarla mücadelede etkili olan oncelikli olarak çocuğun kendisini keşfetmesi ve kendisini tanımasıdir. Çünkü zorlukları yenmede ve engelleri aşmada asıl güç, kişinin kendisinde saklıdır. Cocuklarin kaygi düzeyini kontrol  edebilmeleri ile zorluklarla mucadelesi doğru orantilidir. Bu nedenle cocuklarda yersiz kaygi olusturacak karsilastirmalardan kacinmak gerekir

Hayatin kendisi bir mucadeledir bu nedenle zorluklarla mucadelenin her anı değerlidir ve deneyim kazandırır . Her mucadelenin değerli olduğu ve her zorluğun bize güç katarak sonuca ulaştırdığı çocuklara erken çocukluk döneminde verilmeli ,içselleştirilmesi sağlanmalıdır. Zorluk diye nitelendirdiğimiz durumlar çoğunlukla yapilmasi gereken işler olabilir. Yanlış karar verme kaygısı, cesaretsizlik başarısızlık kaygısı zorluklarla mucadeleye engeldir. Bu nedenle küçük yaşta oluşturulan rutinler ve oz disiplin çocuğun hayatındaki zorluklari dengede tutma becerisini destekler. Bir düşünür şöyle der: ‘Zor işler zamanında yapmamız gerekip de yapamadığımız kolay işlerin birikmesi ile olur”

Çocuklarımızın ozguvenli olmasini hepimiz isteriz. Büyürken aldiklari yol,yasadiklari süreç ve zorluklarla basa çıkabilme becerisi onlari ozguvenli kilandir. Ogretmenler ve aileler olarak Bu süreçteki tavir ve tutumlarimiz bu nedenle çok onemlidir. Basarinin defalarca kez deneme gerektirdiğini, basarızligin basari icin gereken bir süreç olduğunu, sabır ve metanetin onemli olduğunu sadecesozel olarak değil rol model olarak da vurgulamamiz gerekir. Unutmayalim ki çocuklar soyleneni degil yapilani yaparlar.

 

 

 

 

SABIR

Sabır; Zorluklara boyun eğmeden mücadele edebilmek, adaletsizlikler karşısında anlık tepkilerden kaçınabilmek, uygun davranışları zamanında ve uygun bir şekilde gösterebilmektir. Sabır, her insanın sahip olması gereken önemli bir erdemdir ve çocukluk döneminde temelleri atılır.

Çocuk sabrını öğretmenin en iyi yolu, olaylara cevap vermek, duygularını kontrol etmek, duruma uygun şekilde karşılık vermek ve çocuğa tanık olmak için sabırla davranabilmektir.Bu nedenle, uygun zaman diliminde istekleri erteleyebilmek için hayat kural olmalıdır. İnsanların hedefleri doğrultusunda zaman yönetimi de başarıya ulaşmak açısından çok önemlidir.

Çocuklarımızın bizden talepleri olduğunda, “Beş dakika beklersen, ne istediğini sana vereceğim” diyebiliriz. Beklemeyi öğrenmek için tutumlar giymek de çocuğa dürtü yönetimini öğretecektir. Aksi halde, toplumun kendi koşullarına uyum sağlamaya çalışan ben merkezli bireyler olarak topluma uyum sağlamaya çalıştığını görebiliriz.

Okulumuzda yapılan değerler eğitimi etkinlik örnekleri

DEĞERLER EĞİTİMİ ETKİNLİK ÖRNEKLERİ

1) SABIR:

ÖĞRENME SÜRECİ:

Öğretmen o gün sınıfa elinde etrafı deliklerle açılmış bir kutu ile gelir. Bu kutuyu açmak için 10 güne ihtiyaçları olduğunu sabırla bu 10 günü beklemeleri gerektiğini anlatır. Her gün evden gelirken yaprak getirmelerini bu kutuya düzenli bir şekilde yaprak bırakacaklarını söyler. Yaprakları öğretmen koyacak böylece çocuklar içinde ne olduğunu göremeyeceklerdir.10 günü belirten bir grafik oluştururlar ve her gün için bu grafiğe bir X ATARLAR.10 .gün kutu açılır ve kelebeğin kozasını açıp kelebeğe dönüşümünü beraberce gözlemlerler. Öğretmen daha sonra  kelebeğin yaşam döngüsünü anlatan çalışma sayfaları ile etkinliği pekiştirir. sabırlı davranmanın, sabırla beklemenin önemi üzerine konuşurlar. Sabırla geçen zamana sonucunda tırtılım kelebeğe dönüşmesi gibi..

Ailelere öneriler

Ailelerden çocukların kendi anne karnında,yeni doğan,1 yaş,2 yaş fotoları ile kendi yaşam döngülerini anlatan bir poster hazırlamalarını istenir.

Bu çalışma sonrasında ve sırasında ne kadar sürede oluştukları,annenin karnından çıkması için ailenin onu sabırla beklediği konuşulması istenir.

2) ZORLUKLARLA MÜCADELE

Sınıf İçi Etkinliği:

İlk hafta olduğu için öğrencilerin bireysele kırtasiye malzemelerini dolaplarına hep beraber yerleştirdik ve dolaplarına isimlerini yazdım. Etkinlik zamanlarında öğrencilerimden dolaplarından malzemelerini almalarını istiyordum. Ancak öğrencilerim okuyamadıkları için dolaplarını bulamıyorlardı ve bu durumu bana anlattılar. Bende onlara bu problemi nasıl çözebileceğimizi sordum.

‘’Öğretmenim fotoğrafımızı yapıştıralım, öğretmenim benim daha önceki okulumda sembolüm arıydı onun resmini yapıştırabilirim ‘’ vb cevaplar geldi. Daha sonra bu cevapları oylamaya sundum ve en çok sembol cevabı puan aldı. Her öğrenciye bir sembol belirledik ve o sembolü boyayıp dolaplarına astık ve bir sorunu da sınıfça halletmiş olduk.

 

ZORLUKLARLA MÜCADELE

Aile Etkinliği: Okula Uyum süreci

Çocuğunuzun sevdiği başka kitapların yanı sıra, okul hakkında hikâyeler okuyabilirsiniz. Bu hikâyeleri okurken çocuğunuzla iletişim kurarak okula başlama hakkında ne hissettiğini anlamaya çalışabilirsiniz.

Okul alışverişini birlikte yapabilirsiniz. Çocuğunuzun kullanacağı çantası, ayakkabısı ve okula dair eşyaları kendisinin heyecanla seçmesini teşvik edebilirsiniz.

Çocuğunuzun uyku düzenini okul rutinine göre ayarlamaya başlamak sabahları yaşayabileceğiniz sıkıntıları en aza indirmeye yardımcı olabilir.

Çocuğunuzla birlikte oryantasyon gününe katılmak, okulun bahçesinde oyun oynamak, çocuğunuzun sınıfını, öğretmenlerini ve arkadaşlarını tanımak okula uyum sürecini kolaylaştırabilir.

Çocuğunuzla eğlenceli bir gün geçirmek, onunla sohbet etmek ve okul hakkında ısrarcı soru sormalardan kaçınmak faydalı olabilir.

Okul hakkında konuşurken çocuğunuza olumlu mesaj vermeye yönelik sorular sorabilirsiniz. “Okula başlayacağın ve anneden/babadan ayrılacağın için endişeli misin?” yerine “Okula başlayacağın için nasıl hissediyorsun?” demek olumlu bir soru kalıbına örnektir.

3)CİNSİYET EŞİTLİĞİ

ÇOCUKLAR NE YAPMAYI SEVER?

Amaç; Anaokulu yaşındaki çocukların toplumsal cinsiyet kavramına ilişkin algılarını tespit etmek her çocuğun hem çok çeşitli hem de benzer özellikler taşıyabileceği konularında eleştirel düşünebilmelerine yardımcı olmaktır.

Süre;30+dakika

Uygulanabilecek Dersler; Her derste uygulanabilir

Yaş Grubu; 4-5

Etkinlik Türü; iç mekan etkinliği

 

İhtiyaç Duyulan Materyaller;

. Büyük pano kağıtları (ya da yazı tahtası)

. Pano kalemleri

. Renkli yapışkanlı not kağıtları(post-it)

Yapışkan bant

Uygulama Aşamaları;

 

Hazırlık;

. Pano kağıdı veya yazı tahtası üzerine birbiriyle kesişen iki büyük daire (Venn Diyagramı) çizin.

. Ortadaki kesişen bölümün büyük  olmasına özen gösterin.

. Dairelerden birine Erkekler Ne Yapmayı Sever? ,diğerine de Kızlar Ne Yapmayı Sever? Yazın.

. Çocuklar Ne Yapmayı Sever? Başlıklı bir başka pano kağıdı hazırlayın veya tahtanın diğer bölümünü bu başlığı yazarak ayırın.

Uygulama;

. Öğrencilerinize erkek ve kız çocukların yapmaktan hoşlandığı farklı şeylerin listesini birlikte yapacağınızı söyleyin.

. Önce erkek çocukların ne yapmaktan hoşlandığını sorun. Aldığınız yanıtları yapışkanlı not kağıtlarına yazın. Sonra tahtaya/pano kağıdına yapıştırın.

. Ardından, öğrencilerinize kız çocukların ne yapmaktan hoşlandıklarını sorun. Bu yanıtlarıda yapışkanlı not kağıtlarına yazın. sonra tahtaya/pano kağıdına yapıştırın.

. Öğrencilerinizin soru-cevap tartışmasına katılımını kolaylaştırmak isterseniz. Kendi ‘kalıp yargı’ örneklerinizi önceden hazırlayabilir ve ‘Kim……’ yapmayı sever?(ör; ‘Kim basketbol oynamayı sever?’ : ‘Kim kumdan kale yapmayı sever?’ :’ Kim bebeklerle oynamayı sever ?)’ şeklinde sorular sorabilirsiniz.

. Herhangi bir aşamada öğrencileriniz ‘Ama bunu bir kız çocuğu/oğlan çocuğu da sevebilir’ derse not kağıdını dairenin kesişen bölümüne yerleştirin. Ancak bu yönlendirmeyi kendiniz yapmaktan kaçının.

. Verilen yanıtlar tamamlandıktan sonra , tahtadaki tüm not kağıtlarının üzerinden geçin. Erkek öğrencilerin/kız öğrencilerin bunları yapmaktan hoşlanıp hoşlanmayacağını sorun. Tüm öğrencilerinizin katılımını sağlayacak bir tartışma yürütün.

. Öğrencilerinizin bazı şeyleri sadece erkek çocukların ya da kızların yapabileceğine dair yanıtlarına hazırlıklı olun. Onlara ,diğer cinsiyette söz konusu şeyi yapmaktan hoşlanacak birileri olabileceğini hatırlatın. Kendinizi veya bir ‘arkadaşınızı’ örnek alarak kullanmanız da işe yarabilir. Çeşitlilik ve farklılıkları konu alan çocuk kitaplarından da örnek kullanabilirsiniz.

. Bu tartışma oturumu sırasında bütün not kağıtlarını ortadaki kesişen çembere kaydırın. Eğer çalışma sırasında bir pano kağıdı kullandıysanız, çemberin kesişen kısmını kesin ve ‘Çocuklar Ne Yapmayı Sever?’ yazan kağıdın /tahtanın altına yapıştırın.

 

ÖRÜMCEK AĞI

Amaç ;  Etkinliğin amacı öğrencilerin ve velilerin toplumsal cinsiyet kavramını öğrenme süreçlerini desteklemek

Süre; 20 dakika

Yaş Grubu; 4-5

Etkinlik Türü; iç/dış mekan etkinliği

İhtiyaç Duyulan Materyaller;

. Bir yumak ip

Uygulama Aşamaları;

. Öğrencilerinizin ve velilerin ayağa kalkarak bir çember oluşturmalarını isteyin (Fiziksel ortam bu şekilde çember oluşturulması için müsait değilse , öğrencileriniz oturma sıralarının olduğu yerde ayağa kalkarak da bu faaliyeti yapabilirler.)

. Elinizdeki bir yumak ipin bir bölümünü bileğinize geçirin. Ardından toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin bir ifade söyleyin ve bu ifade ile ilgili görüşünü duymak istediğiniz öğrencinize yumağı fırlatın.

. Öğrencinizin görüşünü dinledikten sonra toplumsal cinsiyet eşitliğine dair başka bir ifade söyleyin ve yumağı elinde tutan öğrencinizden kimin konuşmasını istiyorsa ,yumağı o arkadaşına veya veliye fırlatmasını isteyin .Öğrenci yumağı fırlatmadan önce ipin bir bölümünü bileğine geçirmelidir.

. Aynı uygulamayı farklı ifadeleri öğrencilerinizle ve velilerle paylaşarak tekrarlayın.

. İfadelerin yaş gruplarına uygun olmasına özen gösterin.

. Şu örnek ifadelerden faydalanabilirsiniz :’Erkek olsam da araba kullanmayı sevmeyebilirim’:’ Kadınlar iyi araba kullanabilir ‘:’Erkeklerde kadınlar kadar iyi yemek yapabilir’:’İtfayecilik ve mühendislik erkek işidir’: ‘Kadınlar dedikoduyu sever ama erkekler sevmez ‘:’Sadece kadınlar süslüdür’:’Pembe kadın rengi, mavi ise erkek rengidir’: Çarşı ve Pazar işleri erkeklerin ,ev işleri ise kadınların sorumluluğudur.’

. Aynı ifade ile ilgili birden fazla kişi görüş bildirebilir. Eğer bir ifadeyle ilgili fikir alışverişi verimli gidiyorsa yumağı elinde tutan kişinin‘devam’ diyerek yumağı başka bir arkadaşına fırlatması aynı konuyla ilgili fikir alışverişin sürmesi için bir yöntem olabilir.

. Öğrencilerin ve velilerin görüş bildirirken toplumsal cinsiyet eşitliği açısından olumsuz görüşler üzerinde hemfikir olmalarını engelleyecek arguman ve önerilerle süreci yönlendirebilirsiniz.

. Ortaya örümcek ağına benzer bir yapı çıkınca etkinliği sonlandırın.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

4)SORUMLULUK/ÖZDİSİPLİN

Etkinlik Türü: Bütünleştirilmiş Fen- Türkçe- Sanat Etkinliği | Günlük Etkinlik Planı

Yaş Grubu:…….

KAZANIMLAR VE GÖSTERGELER
Dil Gelişim

Kazanım 8: Dinledikleri/izlediklerini çeşitli yollarla ifade eder.
Göstergeleri:
Dinledikleri/izledikleri ile ilgili sorular sorar.
Dinledikleri/izledikleri ile ilgili sorulara cevap verir.

Sosyal ve Duygusal Gelişim

– Sponsorlu –

Kazanım 10: Sorumluluklarını yerine getirir.
Göstergeleri:
Sorumluluk almaya istekli olduğunu gösterir.
Üstlendiği sorumluluğu yerine getirir.
Sorumluluklar yerine getirilmediğinde olası sonuçları söyler.

Kazanım 16: Toplumsal yaşamda bireylerin farklı rol ve görevleri olduğunu açıklar.
Göstergeleri:
Toplumda farklı rol ve görevlere sahip kişiler olduğunu söyler.

ÖĞRENME SÜRECİ
Çocuklara alışma sayfaları dağıtılır ve “Sorumluluk” çok önemli bir değerdir. Çevremizi korumak için sorumluluklarımız vardır. Örneğin çevremizi, havayı kirletmemek, canlılara zarar vermemek… gibi. “Kışın hava daha fazla kirlenir. Neden? Hava kirliliğini nasıl önleyebiliriz? Düşünelim, çizerek gösterelim. Sorumluluk ne demektir? Sizin ne tür sorumluluklarınız var?” soruları sorularak, cevapları dinlenir.

Ardından “Havada Kir Var Mı?” deneyi yapılır.

Beyaz tabak vazelinle kaplanır. Dışarıya cam kenarına koyup bir gün bekletilir. Büyüteçle tabağa bakılır. Tabağın üzerinde neler görüyorsunuz? Bunlar tabağa nereden gelmiş olabilir, soruları sorularak deney hakkında sohbet edilir.

Deneyin ardından sınıf toplanır ve minderlere geçilir. Yumurtayla gelen sorumluluk adlı hikâye okunur.

YUMURTAYLA GELEN SORUMLULUK

Bir sabah Büşra, annesiyle babasının yanına gitti. Ben bir köpek istiyorum dedi. Annesiyle babası birbirlerine baktılar. Babası sordu; “Peki bir canlının sorumluluğunu almaya hazır mısın?”  Büşra şaşkınlıkla, “Sorumluluk mu? O da ne demek?” diye sordu. Annesi, tavaya yumurta kırıyordu. Yumurtalardan birini Büşra’ya gösterip, “Bu yumurtayı bir gün boyunca yanında taşıyabilir misin? Koruyabilir misin?” diye sordu. Büşra “Bundan kolay ne var?” dedi. Annesi, “Evet, artık yumurtaya karşı sorumluluğun başlamış oldu.” diyerek yumurtayı Büşra’ya verdi. Ertesi gün Büşra okula gitmek için hazırlandı, tam kapıdan çıkıyordu ki yumurtasını anımsadı. Hemen odasına dönüp oyuncak bebeğinin yanındaki yumurtayı aldı. Servis aracını kaçırmamak için acele etmeliydi. Büşra, kendi kendine “Ben yumurtamı nereye koyacağım?” dedi. Önce çantasına baktı. “Hayır olmaz kırılır” diye düşündü. Sonra  “Kalem kutusu olabilir mi?” acaba dedi, ancak sonra orayı da yeterince güvenli bulmadı. Sonunda önlüğünün cebine koymaya karar verdi. Ancak yumurtayı korumak düşündüğü kadar kolay olmadı. Tüm gün  okulda oynarken dikkat etmek zorunda kaldı. Akşam eve döndüğünde annesi ve babası heyecanla onu bekliyorlardı. Büşra daha onlar sormadan yumurtayı kırmadığını onlara gösterdi. “Bir köpek beslemek için hazırım ancak sorumluluklar paylaşılmalı.” dedi ve hep birlikte gülmeye başladılar. Ertesi gün, Büşra’ya bir köpek aldılar. Büşra’nın sorumluluk almaya gösterdiği cesaret nedeniyle köpeğin adını “Cesur” koydular. O günden sonra artık daha büyük bir aile oldular.

Hikâyeden sonra çocuklara Sorumluluk ne demektir? Sizin ne gibi sorumluluklarınız var? Sorumluluklarımızı yerine getirmezsek ne olur diye sorulur ve cevapları hakkında tartışılır.

Ardından hep birlikte sınıf içindeki sorumluluklarla ilgili sorumluluk panosu hazırlanır. Çocukların çizdikleri resimler büyük bir kartona yapıştırılır ve sınıf panosuna asılır. Sorumluklarını yerine getirmeyen çocuklar olduğunda sorumluluk panosu hatırlatılır.

MATERYALLER

vazelin, beyaz tabak, boya kalemleri

SÖZCÜKLER

Sorumluluk, çevre

KAVRAMLAR

UYARLAMA

AİLE KATILIMI

Ailemizle evimizdeki sorumluluklarımızı konuşalım.

DEĞERLENDİRME

Sizin sorumluluklarınız nelerdir?

Ailenizde görev paylaşımınız var mı?

Kirliliği önlemek için neler yapabiliriz?

 

 

 

 

DEĞERLER EĞİTİMİ ETKİNLİK ÖRNEKLERİ

  • DEĞER ADI: ARKADAŞLIK

ETKİNLİK 1:

AMAÇ: ARKADAŞLARININ DEĞERİNİ BİLME

YÖNTEM: BEYİN FIRTINASI, DRAMA, SANAT

Öğretmen çocuklara bir Dostluk andı okur ve hakkında sohbet ederler, ardından tekrar okur ve birlikte hareketlerini yaparlar.

DOSTLUK ANDI

Ben senin dostunum (el ele tutuşulur)

Bak senin için atıyor kalbim Tık tık tık tık diye (birbirlerinin ellerini kalplerinin üstüne koyarlar)

Biz beraber oynar güleriz (gülme öykülemesi yapılır)

Beraber hoplar, koşarız(hoplama ve koşma hareketi yapılır)

Tut elimi gir koluma (kol kola girilir ve bir sağa bir sola alkışlanarak dönülür.)

Sarıl hadi boynuma (birbirlerine sarılırlar) *Tekerleme okunduktan sonra ve hareketleri yapıldıktan sonra çocuklara bir bilmece sorulur.

BİLMECE

Öğrtmen bilmece sorarak çocukların etkinliğe geçişini sağlar.

‘Ben ağlarsam üzülür

Ben gülersem sevinir(arkadaşım)’

Öğretmen ağaç şekline girer ve çocuklarla diyaloğa girer.

*Çocuklar siz hiç bizleri kavga ederken gördünüz mü? Diye sorar. Çocuklar cevap verirler. *Neden kavga etmezler? *Onlar konuşamazlar o yüzden *Siz nerden biliyorsunuz? onlar konuşuyorlar da belki de biz onları duymuyoruz. *Dallarımızı birbirine çarparsak ne olur? *Çocuklar cevap verirler. Öğretmen güneş olur ve çocuklara sorar. *Ben hiç hayvanlara ve insanlara kızıp bugün sizlere kızdım doğmayacağım diyor muyum? *Peki ay ile yıldızların birbirleri ile kavga ettiğini duyan oldu mu? Onlar neden kavga etmiyorlar sizce?

Çocuklar cevap verirler. ‘Onlar çok yakın dostlar değiller mi?’ ‘Şimdi dostluğumuzu dostluk ağacı yaparak gösterelim ister misiniz?’

Büyük bir kartona içi boş ağaç resmi çizilir. Üzerine dostluk ağacı yazılır. Parmak boyası verilir. Sınıftaki bütün çocuklar arkadaşlık andını söyleyerek parmak boya ile yapraklara parmak izlerini bırakırlar. Dostluk kontratı oluştururlar. Sınıf panosuna asılarak her zaman göz önünde kalması sağlanır.

 

ETKİNLİK 2:

AMAÇ: İYİ BİR ARKADAŞLIKTA OLMASI GEREKEN DEĞERLERİN FARKINA VARABİLME

MALZEMELER: RENKLİ KAĞITLAR, MAŞA, TAHTA KAŞIKLAR, KEPÇE, TENCERE, TAVA

ETKİNLİK ADI: ARKADAŞLIK ÇORBASI

ÖĞRENME SÜRECİ

Öğretmen çocuklara ‘arkadaşlık nedir?’ , ‘arkadaşlarla neler yapılır?’ ‘arkadaşlara nasıl davranılmalıdır’ gibi sorular sorarak bu kavramla ilgili çocuklardan geri bildirim alır. İyi bir arkadaş nasıl olunur konusu tartışılır. İyi bir arkadaşa sahip olmak için nasıl davranılır gibi sorularla konu desteklenir. Çocuklardan ‘anlayışlı olmak, saygılı olmak, sabırlı olmak, hoşgörülü olmak, dürüst olmak, sevmek, kibar olmak gibi yanıtlar alınarak bu yanıtlar getirilen tencere ve tavaların üzerine etiket yapıştırılarak yazılır. Sonra arkadaşta olmaması gereken özellikler nedir? Arkadaşınız size nasıl davransa üzülürsünüz gibi sorular sorularak bu yanıtlar da birkaç tencere veya tavaya yapıştırılır. Her tava ve tencerenin içine farklı renkte peçete veya kağıt parçaları koyulur. Bu kağıtlar yazılan eylemi sembolize eder. Sonra çocuklara aşçı önlüğü veya şapkası takılır. Arkadaşlık çorbası yapılacağı söylenir.

Çocuklar masanın başına geçer, üzerinde arkadaşlık yazan boş tencereyi alır, kendi fikirleri doğrultusunda,  bir arkadaşlıkta olması gereken değerleri  ekleyerek arkadaşlık çorbası yapar. Çocuklar, bu etkinlikte soyut olan kavramları sembolize etme yöntemi ile somutlaştırmış olurlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  • DEĞER ADI: PAYLAŞIM

ETKİNLİK 1:

AMAÇ:  ARKADAŞLARIYLA OYUNCAKLARINI PAYLAŞMA

YÖNTEM:  DRAMA, SANAT, SUNUM

MATERYALLER:  ÇEŞİTLİ OYUNCAKLAR, BİLGİSAYAR,  RENKLİ KAĞITLAR

Çocuklar sınıftan istedikleri bir oyuncağı alıp çember olurlar. Hareketli bir sözsüz müzik açılır ve oyuncakları ile dans etmeleri istenir.
• Müzik durunca çocuklardan her biri elindeki oyuncağı seçtiği arkadaşıyla paylaşır ve dansa devam eder. Çocukların hepsinin oyuncağını değiştirdiğinden emin olunur.
• Oyunun ardından çocukların ilk başta seçtikleri oyuncakları almaları ve yarım daire şeklinde oturmaları istenir. “Oyuncağımı paylaşıyorum” konulu sohbet başlatılır. Paylaşmanın neden gerekli olduğu, paylaşmazsak karşımızdaki insanın neler hissedebileceği hakkında sorular sorulur.
• Oyuncağını paylaşamayan iki çocuk resmi gösterilir ve çocuklardan resimde ne gördüklerini anlatmaları istenir. Resimdeki problem durumun ne olduğu sorulur. Ardından oyuncağı niye paylaşamadıkları, oyuncağı elinden alınan çocuğun ne hissetmiş olabileceği, oyuncağı başka nasıl paylaşabileceklerine yönelik çocukların çözüm yolları üretmelerine rehberlik edilir.
• “-mış gibi” yaparak oyuncağı paylaşamayan iki çocuk canlandırması yapacakları anlatılır. İki gönüllü çocuk seçilir, çocuklardan birisinin eline oyuncak verilir diğer çocuk arkadaşının elinden oyuncağı zorla alma rolünü üstlenir.
• Doğaçlamalar gönüllü tüm çocuklarla yapıldıktan sonra değerlendirilir. “Arkadaşın, oyuncağını elinden alınca ne hissettin? Sence, arkadaşın oyuncağını zorla almak yerine başka neler yapabilirdi? Oyuncağın olmadığında neler yapabilirsin?” soruları ile paylaşma, problem çözme ve arkadaşlık konuları hakkında sohbet edilir.
• Ardından masalara geçilerek paylaşma konusu ile ilgili renkli kağıt  yırtma yapıştırma çalışması yapılır. Yapılan çalışmalar sınıf panosunda sergilenir.

Sonrasında projeksiyondan hep birlikte paylaşım konulu bir animasyon video izlenir. Hakkında sohbet edilerek değerlendirme yapılır.

 

 

 

 

 

ETKİNLİK 2: AİLE KATILIM

AMAÇ: İHTİYACI OLANLARLA EŞYALARINI PAYLAŞABİLME

ÖĞRENME SÜRECİ:

Ailelerden çocuklarıyla sohbet edebilecekleri bir zaman dilimi yaratmaları istenir. Paylaşım ile ilgili sohbet etmeleri, paylaşımın neden önemli olduğu konusunda fikir alışverişi yapmaları istenir.  Her canlının eşit şartlarda olmadığı vurgulanır. Ve çocuklardan bu konuda neler yapabileceklerinin yanıtları alınır. İhtiyacı olan insanlara giysi, oyuncak yardımı yapılabileceği, sokak hayvanlarına yiyecek ve su yardımı yapılabileceği sonucuna varılır. Ardından giysi kumbaralarına çocuklarla birlikte seçtikleri giysiler bağışlanır. Sokak hayvanları için evdeki artık yiyecekler çocuklarla birlikte kaplara koyularak sokaklara bırakılır. Ardından her hissettiği çocuklara sorularak değerlendirme yapılır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  • DEĞER: SAYGI

 

ETKİNLİK 1:

AMAÇ: FİKİRLERE SAYGI

ÖĞRENME SÜRECİ

Çocuklar u şeklinde oturtulur ve münazaranın ne olduğundan bahsedilir. Önlerine birkaç münazara konusu konulur ve içlerinden biri oylama ile seçilir. Sınıf   sayısına göre sınıf 2 farklı gruba ayrılır. Gruplara birbirlerinin zıttı olan savunacakları fikirler söylenir. ‘ Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar?’ gibi. Münazaranın yapılacağı gün belirlenir, çocuklarla paylaşılır. Evde bu fikirleri savunucu pankartlar, afişler hazırlamaları istenir. Münazara günü geldiğinde iki masa oluşturulur. Çocuklardan sırayla fikirlerini açıklamaları istenir. Her iki grupta diğer fikre saygı duyarak açıklamalarını yaparlar.

 

ETKİNLİK 2:

AMAÇ: DOĞAYA SAYGI

ÖĞRENME SÜRECİ

Çocukların yere çember şeklinde oturmaları sağlanır. Az sonra okulun bahçesinde bir yürüyüşe çıkılacağı söylenir. Bahçedeyken çevredekileri incelemeleri istenir. Yürüyüşün ardından sınıfa geçilir. Öğretmen sınıfa geçince çocuklara insan dışında bahçede gördükleri canlılar neler diye sorar. Gelen cevaplar üzerine konuşulur.(ağaçlar ,çimenler, hayvanlar)onların da yaşamına saygı duymamız gerektiği konuşulur. Bizim kadar onlarında bu doğada yaşamaya hakkı olduğu konuşulur. Sonra bahçeye çıkılır tekrar, ağaçlara sarılarak onları sevdiğimizi  söylenir. Onların bizleri duyduğu söylenerek kulakları ağaca dayayarak ağaçlar dinlenir, hayvanlara yemek verilir. En son olarak tüm bunları resmetmeleri istenir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ETKİNLİK: AİLE KATILIMI

AMAÇ: AİLE BÜYÜKLERİNE SAYGI

Ailelere not gönderilerek aile büyükleri ile çocukların vakit geçirmeleri istenir, aile büyükleri (anneanne-babaanne-dede) elleri öpülerek  sohbet edilmesi istenir. Bunları fotoğraflamaları istenir. Sonra fotoğrafları sınıfa getirerek aile büyükleri ile yaşadıkları günü arkadaşlarına anlatarak paylaşmaları istenir.

Bu olaylar roller bireyler arasında değiştirilerek tekrar oynanır.

SONUÇ:  Olayları ve durumları durumları yorumlama ve diğer kişileri anlamak için çaba gösterme becerisi artar. Empati duygusunu gelişir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

WALDORF EĞİTİM MODELİ ( İTALYA)

  1. Dünya Savaşı sonrası 1919 yılında Almanya‘nın Stutgart kentinde ortaya çıkan bir eğitim sistemidir. Bir filozof, bilim adamı ve eğitimci olan Rudolf Steiner‘in Stuttgart’taki bir fabrikanın işçilerine verdiği konferans sonrasında ortaya çıkan Waldorf Yaklaşımı, günümüz okullarında yaygın kullanılan eğitim yöntemlerinden biridir.Waldorf Eğitimi, çocukların sosyal, duygusal, ruhsal, ahlaki ve fiziksel olarak çok yönlü gelişebilmesini amaç edinir. Steiner’a göre her çocuk belli bir potansiyele sahiptir ve doğru ortam oluştuğunda bu potansiyel kesinlikle ortaya çıkar. Bu potansiyelin ortaya çıkması için acele etmeye de gerek yoktur.Waldorf Eğitim Sistemi‘nde ‘her şeyi kendi zamanında yapma‘ fikri ön plandadır. Çocukların okul yaşının takvime göre belirlenmesinin yanlış olduğu ve çocuklar için önemli olanın bireysel gelişim olduğu savunulur. Çocuklar, ezber ve baskıdan kurtulup doğayla iç içe, ritmik ve gündelik yaşam içerisinde bir öğrenme süreci geçirmelidir. Bu baskıyı ortadan kaldırmak için de Waldorf yaklaşımında not sistemi, sınıfta kalma, ödev gibi uygulamalar bulunmaz.
  2. Oyunlarla harmanlanmış, çocuğun ilgisini canlı tutacak, eğlenceli dersler eşliğinde önce yazma, sonra okuma öğrenilir. Bu aşamada öğretmenlere düşen görev de özgür insanlar yetiştirmek, öğretmenliği bir meslekten çok sanat gibi görmek düşer. Waldorf sisteminde öğretmenler, öğrencilerle ruhsal iletişim kuran, çocukların hayal güçlerini zorlayan ve duygusal zekayı ön planda tutan eğitimciler olmalıdır.Waldorf sisteminde bir diğer önemli nokta da tamamen doğa ile iç içe bir yaşamı tercih etmesidir. Öğrenciler, belirli bir yaşa kadar teknolojiden uzak; yalnızca doğal araçlarla ilişki kurarlar. Sınıflarda plastik oyuncak bulunmaz. Ağaç dalları, tahta, pamuk, yün gibi doğal maddelerle oyuncaklar icat edilir. Bu icat etme, el becerisini geliştirmeye yöneliktir. Öğrencileri tahta oyma, heykel yapma gibi güzel sanatlar dallarına da yaklaştırır.Waldorf Okulları Almanya‘da çoğunlukta olmakla beraber bütün Avrupa‘ya da yayılmaya başladı. Son yıllarda Türkiye’de de uygulanmaya başlayan Waldorf Sistemi, devlet okullarında uygulanması mümkün olmadığı için ancak özel okul olarak hizmet verebiliyor. 
  3. Öğretmenler çocukların her birinin farklı birer birey olduklarını kabul eder. Erken çocukluk döneminin hayati öneminin farkındadır ve bu dönemin acele getirilmeyeceğini bilir. Çünkü bu döneme gelecek dönemler için sağlam bir temel oluşturacağından hassasiyet gösterilmelidir. Waldorf öğretmenleri şu üç duyguyu benimserler: Saygı, heves ve emniyet. Çocuklar hayatlarının ilk yedi yılında çevrelerinde olup bitenlerle oldukça ilgili olduğundan öğretmen uygun uyaranları çocuğa sağlamakla yükümlüdür. Öğretmen çocuğa saygı ile yaklaşmalı, kendi hızında öğrenmesine izin vermeli, asıl önemli olanın gelişimin hızından çok kalitesi olduğu fikrini benimsemelidir.Steiner’a göre herkes öğretmen olamaz; öğretmen olmayı seçen kişi ise bu rolünü hevesle yerine getirmeli ve kendini buna adamalıdır. Öğretmenin bu hevesli ve kendini adamış hali çocuklar tarafından da fark edilecektir. Öğretmenin bir diğer görevi de çocukların fiziksel, duygusal, sosyal ve psikolojik sağlığını korumaktır. Öğretmen çocuklara stresten uzak, rahatlatıcı, çocukların öğrenmelerini destekleyici bir ortam sunar. Çocukların deneyimleyerek, yaşayarak öğrenmelerini destekleyecek.
  4. Waldorf Sisteminde Aile KatılımıWaldorf yaklaşımı aile katılımı ve desteğinin çocukların başarısı için şart olduğu görüşünü savunur. Çocukların iyiliği için öğretmenler ailenin, aile de öğretmenin desteğini almalıdır. Waldorf okullarında aileler Waldorf yaklaşımının özelliklerini öğrenmeleri için teşvik edilir, okula davet edilir, kaynaşmayı sağlayıcı etkinlikler düzenlenir.Öğretmenler ailelerle işbirliği kurmanın her yolunu dener; çocuğun gelişimi sürecinde sorumlulukları paylaşır, ev ile okul arasında tutarlılığı sağlamaya uğraşır. Düzenli olarak aile eğitimleri ve karşılıklı bilgi paylaşımı yapılır. Ailelere evde çocuklarının gelişimini ve öğrenmesini destekleyebileceği araçlar ve yöntemler öğretilir. Bu sayede çocukların gerçek potansiyellerini ortaya çıkarabilecekleri ortamların süreklilik kazanması sağlanır
  5. OKULUMUZDAKİ UYGULAMALAR

Pilot sınıflarda walldorf pedagojisine göre yapılan etkinlikler MEB müfredatına entegre edilerek uygulanmıştır.

Bu felsefeye göre sınıf dekorları tekrar düzenlenmiştir. bu pedagoji için gerekli olan materyaller temin edilmiş, çocukların kendi kontrolünde el becerilerini geliştirmesi için sınıf merkezlerine yerleştirilmiştir.

  • yün bebekler
  • bez bebekler
  • ahşap bloklar
  • doğal artık malzemeler
  • yün ip
  • örgü örme tahta setleri.

UYGULAMA SONRASINDA MÜFREDATIMIZA ENTEGRE ETMEYE KARAR VERDİĞİMİZ ÇALIŞMALAR

Güne merhaba çember rutini

el becerileri gerektiren yün örme ve sarma etkinlikleri

Ahşap bloklardan yapı inşa çalışmaları

sakin müzik eşliğinde loş ortamda hikaye saatleri

artık doğal materyallerden özgün sanat çalışmaları

ayda bir yemek hamuruyla ekmek pişirme mutfak etkinlikleri

bu etkinlikleri uyguladıktan sonra ulaştığımız kazanımlar:

  • Karartılmış sınıfta hikaye dinlemek çocuklar için farklı bir deneyimdi ve çok hoşlarına gitti.
  • Kendi ürünlerini oluşturup yeme fikri çok ilgilerini çekti.
  • Hamur yoğurup minik ekmekler yaptık ,ekmek sevmeyen çocuklar bile kendi yaptıkları için tadına bakmak istediler.
  • Doğa etkinlikleri doğayı daha yakından tanımamızı sağladı.Bu durum çocuklarda doğa bilincini geliştirdi. Doğadaki tüm doğal materyallere farklı bir gözle ve dikkatle bakmayı öğrendiler.
  • Doğadaki canlılara karşı duyarlılıkları ve empati becerileri gelişti.
  • El işleri ,el örgüleri çocukların ince motor becerilerini kuvvetlendirdi. İlk başlarda çok zorlansalar da pes etmemeyi, odaklanmayı ve sabırla ürün oluşturmayı öğrendiler.
  • Ahşap blok ve oyuncaklarla oyun kurmak çocukların yaratıcılıklarının gelişmelerine olanak sağladı
  • Walldorfla beraber sınıftaki erkek öğrencilerinde bebek eviyle oynadıkları gözlemlendi. Cinsiyet eşitliği için önemli bir kazanım
  • Ses ve beden kontrolünde olumlu yönde değişiklik var.
  • Öğretmenlere etkisi 
    • El işleri etkinliklerinde çocuklara yardımcı olurken bizim de sabır becerimiz gelişti.
    • Çocukları bireysel olarak daha yakından tanıma, yeteneklerini veya varsa eksikliklerini daha yakından tanıma fırsatı bulduk.
    • Bu eğitim methodu eğer grubun hazır bulunuşluluğu varsa daha etkili olabilir. Bu nedenle uygulanan 2 sınıfta farklı etkiler gösterdi.
    • Pozitif olmaya çok vurgu yaptığımız için, Çocuklarla iletişimimiz güçlendi, problem durumları daha kontrol edilebilir oldu. Karşılıklı sakin davranmayı daha kolay yapabiliyoruz.

     

    Velilerden gelen geri bildirimler

     

    • Açık gün etkinliğinde velilerimize etkinliklerimizi izleme fırsatı sunduk. Tum etkinlik orneklerinden uygun ortam ayarlayarak velilerimizin de katilimlarini sagladik
    • Dogada daha cok malzeme toplamaya baslamislar, bitkilere olan ilgi ve empati becerileri artmış.
    • Çevreyi ve tüm canlıların korunmasını günlük yaşamlarında tekrar edip insanları uyarmaya başlamışlar.
    • Öfke durumunda kendini sakinleştirmek için kendilerini kontrol etmeye çalıştıklarını gözlemlemişler. 

     

 

ERASMUS+ PROJE KONUMUZ: ERKEN OKUL EĞİTİMİNDE FARKLI EĞİTİM YÖNTEM VE TEKNİKLERİ


Eğitim yüzünün son on yılda çarpıcı bir şekilde değiştiği bir sır değil. Ülkedeki öğretmenler, 21. yüzyıl dünyasında başarı için gerekli becerilere sahip çocukları donatmak için çok çalışıyorlar. Öğrencilere değişen teknolojilere kolayca adapte olma esnekliğini öğretmenin yanı sıra, öğretmenler eleştirel düşünme, yaratıcılık, problem çözme, iletişim, işbirliği, küresel farkındalık ve sosyal sorumluluğu teşvik eden öğrenme ortamlarını teşvik etmelidir.
Bu proje, FR., IT, PL, LT ve TR 'den anaokulları arasında, 21. Yüzyılda başarı için gerekli becerilere sahip çocukların adaptasyonu amacıyla işbirliği yapmak için yaratılmıştır.
Projemiz kaliteli ve erişilebilir erken çocukluk eğitimi ve bakım hizmetlerinin geliştirilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Tüm ortaklar inovasyona yatırım yaptıkları ve yenilikçi bir strateji uyguladıklarından, her kurumda farklı iyi uygulamalar vardır. Proje, bu iyi uygulamaların ve metotların birbirlerinin birbirleriyle olan anaokulu müfredat etkinliklerinin öğretmenler tarafından günlük etkinliklerine entegre edilmesine yardımcı olacak, böylece personel için bireysel ihtiyaçlara ve organizasyonel amaçlara uygun stratejik mesleki gelişim sağlayacağız.
Proje alt konularımız şunlardır: 
MONTESSORI - FR (Fransız okulu kısmen uygulanmaktadır); WALDORF - IT (İtalyanca okulu bu müfredata sahiptir); 
REGGIO EMILIA - PL (Okul bir yıldır üzerinde çalışmakta olan komisyon kurdu); FARKLILAŞTIRILMIŞ EĞİTİM - LT (Okulun bu stratejisi var); 
ENTEGRE TEKNOLOJİ - TR (Türk okulu okul müfredatına teknolojiyi entegre etti)
Proje, anaokulu eğitim programlarının karşılaştırmalı bir analizini yapmayı ve yeni kurslar için ders programı oluşturmayı amaçlamaktadır. Proje sayesinde tüm müfredatı gerçek ortamında gözlemleyeceğiz, sonuçlarını arayacağız, birbirimizle kıyaslayacağız, onları birleştireceğiz, öğretmenleri, ebeveynleri birbirlerinden gözlemler alacağız ve en iyisi olan ÇOK PROGRAMLI OKUL METODOLOJİSİ oluşturacağız. Her ortak okul için ve geliştirme ve kuruluş planı oluşturulacak. Bu yüzden projemiz yenilikçi bir proje çünkü doğrudan müfredat için yeni bir yaklaşım yaratacak.
Proje aynı zamanda ekip çalışmasını, çocukların hayal gücünü ve sağlıklı yaşam bilincini geliştirmeyi de (Olimpiyat Oyunları üzerine kendi disiplinlerini oluşturmak, kendi anaokullarının özel günlerini düzenlemek, projenin uluslararası kutlama gününe katılmak, beslenme alışkanlıkları, çocuklar için sağlıklı yemekler vb.) Teşvik edecektir. , birbirleriyle sosyalleşmeleri ve (büyük) ebeveynleriyle geçirdikleri zamanın kalitesi arttıracaktır.
HEDEFLER
- Anaokulu uygulamalı müfredatın bir parçası olarak sosyal ve duygusal çocuk gelişimi alanındaki etkinlikleri planlamak ve yürütmek.
-En erken yaşta sosyal ve öğrenme becerilerini geliştirmek
- Anaokulu eğitimi programlarının karşılaştırmalı analizini yapmak ve analiz etmek, MONTESSORI, WALDORF, REGGIO EMILIA, FARKLI KURULUŞ YÖNTEMİ TEKNOLOJİSİ, MULTI-OKUL METODOLOJİSİ,
- Öğretmenler ve veliler arasında çocuklara adalet, dürüstlük, empati, doğruluk, sorumluluk, şükran, sabır vb. gibi temel etik ilkeleri hakkında bilgi edinmeye çalıştıkları yöntemler hakkında bir araştırma yapmak
-Tüm çalışmalardan sonra çoklu okul öncesi metodolojinin ne olduğunu içeren bir sonuç kitabı oluşturmak ve bunları açık kaynaklarda paylaşmak.
-çocuklara nasıl düşüneceklerini, ne düşüneceklerini düşünmeyeceklerini ve doğuştan gelen bir merak ve öğrenme sevgisi ile çok yönlü bireyler olarak kendilerini geliştirmelerini öğretmek.
- çocukların genel olarak liderlik becerileri ve bağımsızlık kazanmalarına yardımcı olmak için
-çocukların işbirlikleri hakkında her şeyi, özellikle problemlerin nasıl çözüleceğini ve çatışmaların nasıl çözüleceğini öğrenmelerini sağlamak.